27 Mayıs 2012 Pazar

Ayakkabı üretimi

günlük erkek ayakkabıları günlük ayakkabılar klasik erkek ayakkabıları erkek spor ayakkabı modelleri spor ayakkabılar  

Satın Almak İçin Tıklayın

Genellikle "taban" adı verilen aşağı parça ile "saya" denen üst bölümden meydana gelir. Kundura ( ayakkabı ) takıldıkça aşındığı için altkatman kalın bir kısımdan yapılır. Ayağı saran saya ise daha ince 1 gereçtir. Kundura ( ayakkabı ) çağlar boyunca fazla değişiklilik göstermiştir. Bunun başlıca nedeni papuçların sıcak iklimden soğuk iklime dek çeşitlilik gösteren türlü coğrafyaya ve modaya uygun ifa edilmesidir.

Pabucun tarihi

Evvelki tarihlerde çoğu beşer, altı köseden (deriden) ya da ahşaptan sandallar giyerdi. Bu cins sandallara Önceki mısırlıların kabirlerinde karşılaşılmıştır. Önceki yunanlıların avlanırken de uzun çizme, banyoda kundura ( ayakkabı ) kullandıkları bilinmektedir. Girit'teki Minos medeniyeti ve Roma devrelerinde bu türlü kundura ( ayakkabı ) ve botlar (çizmeler) kullanılmıştır.


Ortaçağda, ayağı sarması için yumuşak deri veya dokumadan yapılan ayakkabıların burunları sivriydi. Gezi esnasında ise potinler ya da baldırlara kadar çıkan çizmeler giyilirdi. 14. yüzyıl bitimine doğru öylesine uzun burunlu papuçlar yapıldıki, bunlarla dolaşabilmek için pabucun burnunu bir zincirle diz kayışına bağlamak icap ediyordu.

Ondan itibarenki çağlarda ayakkabılara yüksek mantar topuklar eklendi. Ayakkabıyı muhafaza etmek maksadıyla takılan mantar topuklu şosonlar 1575'te moda oldu. Lakin kötü havalarda yahut çok yağmurlu bölgelerde tahta tabanlı papuçlar da giyiliyordu. Bu çeşit tahta ayakkabıları (sabo), Hollandalı çiftçiler bulunduğumuz yılda takarlar.

17. yylın ilk başlarında papuçların yerini alan büyük topuklu yüksek botlar (çizmeler), evde bile giyiliyordu. Daha sonraları, dantelli corapların belli olması için çizmelerin üstteki kıyıları dış kısma doğru katlandı. 1660'tan daha sonra siyah, üst kısmı bağcıklı yahut tokalı, kabarık kare uçlu ayakkabılar çizmenin yerini aldı. Kız papuçları erkek papuçlarının modasını izledi. 17. yüzyıldan koyularak, sivri uç ve büyük topuklarıyla benzersiz 1 biçim aldı.

1720'lere dek kare uçlu papuçlar yaygındı. Bu tarihten sonra bunların vaziyetini çember uçlu ayakkabılar aldı. 1770'lerde üst tarafta enli kıvrımları bulunmayan büyük botlar (çizmeler) popüler oldu. onsekiz. yüz yılda kız ayakkabıları saten veya brokardan imal ediliyor ve toka, kurdele veya düğümlerle süsleniyordu. Büyük topuklu ayakkabılar 1790'da tamamiyle ortadan kalktı. Caddeler ve yollar öylesine bozuk ve kirliydi ki, fertler konuttan dışarıya çıkarken şosonlarını giymek zorunda kalıyorlardı.

ondokuz. yüzyılda kadın ayakkabıları saten veya kadifedendi ve topuksuzdu. Erkekler ise genellikle düğmeli, ipli ya da kenarları esnek botlar (çizmeler) giyiniyorlardı. 1860'ların bağcıksız ve yan tarafları eğilebilir yarım papuçları (çizmeleri) çoğu vakit beyaz ipekten üretiliyordu. 10 yıl daha sonra büyük topuklar bir daha moda oldu, çizmeler de yanları düğmeli olaraktan üretilmeye başlandı. Papuçlarda ve botlarda (çizmelerde) hâlâ bez kullanılıyordu, amma papuçların burunları bazen deriden imal ediliyordu. ondokuz. yüz yılda bayanlar imalathanelerde ve ofislerde meşgul olmaya, ayrı olarak yürüyüş ve bisiklete binmek gibi aktiviteler yapmaya başlayınca daha çok sağlam papuçlar kaçınılmaz hale geldi. Bağcıklı rahat gezinti pabucu Birinci Dünya Savaşı (1914-18) sırasında ortaya çıktı. Günümüzde de ayakkabı yapımında moda önemli rol oynamaktadır.

Türklerde kundura ( ayakkabı )

Merkez Asya'da Türkler deriden ve yünden kıyafet malzemeleri imal etmekte uzmandılar. Bot (çizme) ve çarık en yaygın ayakkabı örneğiydi. Deri çizmenin yanı sıra, genel olarak yünden keçe bot'da (çizme de) meydana getiriliyordu. Hükümdarlar al tonlu çizmeler giyiniyorlardı. Bot (çizme) ata binenler için fazla uygundu.

Selçuklu ve Osmanlı periyotlarında ordunun, vekil sınıfların ve şehirli insanların gereksinimlerini yerine getirmek üzere zamanla kundura ( ayakkabı ) türleri fazlalaştı ve kunduracılık fazla büyüdü. Öbür işçilerin olduğu gibi kunduracıların da bir örgütlenmesi mevcuttu. Üretilen ayakkabıların niteliğini lonca incelerdi. Ayakkabı satıcıları için söylenen kayaf kelimesi, gitgide artarak üreticileri de içine aldı. Kavaflar da çizmeci, yemenici, nalıncı, terlikçi ve pabuççu gibi namlar alırlardı.

Osmanlı toplumunda ayakkabı, giyenlerin sosyal mevkisine ve uğraşına nazaran değişiklilik gösterirdi. Konut içinde yüzleri atlas ve kadife gibi kumaşlardan üretilmiş, üzerleri sırmayla işlenmiş rahat kundura ( ayakkabı ) ve köstekler (terlikler) kullanılırdı. Dışarıda giyilen deri ayakkabı ve çizmelere de süslenirdi. Topkapı Sarayı Müzesi'nde, ince bir zevkle ve ustalıkla işlenmiş deri papuç ve botlar (çizmeler) sergilenmektedir.

Osmanlı dönemindeki ayakkabılar, üretildikleri maddeye, şekillerine ve faydalanıldıkları öneme nazaran namlar alırdı. Basmak, cimcime, capula, çizme, yarım çizme, cedik, çedik papuç, edik, fotin, galoş, mest, kalçın, kundura, merkub, nalın, sandal, terlik, tokmak, yemeni başlıca ayakkabı çeşitleriydi. Umimiyetle kısa topuklu veya topuksuz, yumuşak deriden yapılan rahat papuçlar yeğlenirdi (tercih edilirdi). Dışarıda giyilen pabuçlardan herhangi birisi mest-ayakkabı gibi iki parçadan oluşurdu. Ayağa giyilen mestin üstüne onu yağmur ve çamurdan muhafaza etmek gayesiyle, önceleri kundura ( ayakkabı ), daha sonralarıda lastik takıldı. soson yahut galoş denen lastik pabucun içerisine geçirilerek takılan mestler, özellikle namazlarını camilerde kılanlarca kullanılırdı.

onaltı.-18. yüzyıllarda İstanbul, Edirne ve Bursa'da kunduracılık çok büyümüştü. 19. yüzyıl sonuna kadar Tc'de kundura ( ayakkabı ) imalı bütünüyle el işçiliğine dayanıyordu. Beykoz'daki deri imalathanesine 1884'te kundura ( ayakkabı ) yapım tarafı katıldı. 1933'te Sümerbank'a tahsis edilen Beykoz Deri ve ayakkabı imalathanesi mekanizmalı üretimin yapıldığı mühim bir yerdi. Devrimizde kundura ( ayakkabı ) yapımı daha çok özel sektör tarafından uygulanmaktadır.

Bulunduğumuz çağda ayakkabı

21.yy da papuçlar yaklaşık olarak tamamıyla mekanizmalarla imal edilmektedir. 1 eleman makineyle günde kırk-elli çift yapabilir. Elle çalışan 1 ayakkabıcı ise günde aşağı yukarı bir çift ayakkabı yapabilir.

Kundura ( ayakkabı ) imal etmek için, önce sol ve sağ ayak modelleri, daha sonra da adı geçenlerin ahşap kalıpları gerçekleştirilir (yapılır). Ayakkabı imalı umimiyetle sekiz aşamada gerçekleşir. Hayvan derisi, ipek kumaş ya da yapay deriden, ayakkabının sayası ve astarı uygun tarzda kesilir. Sayayı oluşturan kısımlar ile astar birbirine dikilir. Ayrıca pabucun burnuna sertlik takdim eden lime ile topuğa konulan yumuşak parça da dikilir. İplik delikleri bu mertebede açılır ve pabucun iç tarafına no ve model kabartmaları üretilir. İç ve dış taban parçaları ile topuklar hazırlanır. Bunlar çoğunlukla kösele, kauçuk, bunların bileşimi yahut öbür sentetik malzemelerden yapılır. Topuklar ahşap da olabilir. Bölümlerin eklenmesiyle ortaya çıkan saya, kalıbın yüzüne gerilir; iç tabana dikilir veya çivilerle birleştirilir kalıplanır. Saya ve iç taban kısmı, daimi biçimini alıncaya kadar kalıpta bulundurulur. Tabanlama etabında dış taban sayayla birleştirilir. Bu yönlendirme dikerek, yapıştırarak, çivileyerek yahut bunlardan bir miktarı birden yerine getirilerek elde edilebilir.

1953'te ilerletilen 1 usulle lastik, polivinir krolür (PVC) ve poiüretan tabanlar kalıp-baskı metoduyla şekillendirilir ve pabucun üstteki bölümüne tek bir aşamada tutturulur. Topuklama sürecinde topuk ayakkabının tabanıyla birleştirilir ve son şeklini alır. Bitirme, cilalama, ayakkabıyı kalıptan çıkarma, topuk ve taban yastıklarının yerleştirilmesi aşamalarını kapsar. En son şeklini verme sırasında bağcıklar, fiyonklar ve tokalar iliştirilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder